Kayıp Kütüphaneler- Antikiteden Günümüze Yok Olan Koleksiyonlar
James Raven, Bileşim Yayınevi, 2006
Yazıyı icat ettiğinden bu yana, insanlar, yazmışlar ve yazdıklarını biriktirmişler. Tarihe düşülen bu yazılı kayıtlar, koleksiyonlarda giderek büyümüş. Kütüphaneleri de medeniyetlerin en önemli göstergeleri olmuş. İskenderiye’yi dünyanın her yanında ve tarihin uzun bir diliminden bu yana insanlar, harap edilen, kayıp kütüphanesi ile tanımış.
Mezopotamya’da, kayıp medeniyetlerle birlikte, koca koca taş tabletler kayıplara karışmış, yok olmuş… Mısır’da, Anadolu’da kütüphaneleri ile ünlü Bergama’da, Efes’te, depremler, yangınlar, savaşlar, medeniyetlerle birlikte kütüphaneleri de silmiş süpürmüş. Hani yangınlarda, depremlerde, doğadan gelen büyük felaketlerde kaybolan kütüphaneler karşısında, ancak elden ne gelir duygusuyla dertlenirken; savaşlarda bilerek kastederek yakılan, kül edilen kütüphaneler karşısında üzülmenin yanında bir öfke de sarıyor insanı. Sezar’ın ordusuyla yakılan İskenderiye Kütüphanesi, Haçlı saldırısıyla yok edilen Cordoba Kütüphanesi, Rönesans sonrası yok edilen Manastır Kütüphaneleri ve değerli kitaplar; Vilna’da ortadan kaldırılan İbrani Kütüphanesi… Sonra günümüzde Saray Bosna’da Sırp saldırılarıyla ortadan kaldırılan Üniversite Kütüphanesi, Afganistan’da Afgan Mücahitlerce yok edilmeye çalışılan tabletler, Irak’ta Musul’da ABD saldırısı ardından yağmalanan Ulusal Müze ve Ulusal Kütüphane. Ve “Medeni” ülkelerin medeniyete kayıtsızlığı…
Kayıp Kütüphaneler, işte tüm bu kayıp kütüphanelerin, medeniyetlerin peşinde koşuyor. Bunların hikayelerini anlatıyor. Son bölüm Truffaut’nun, “Fahrenheit 451” ile bitiyor.