
Okumak Önemlidir Raporu
Anket ve kampanyalar: Okuyucuları nasıl korur ve geri kazanırız?
Uluslararası Yayıncılar Birliği (IPA) ve Norveç Yayıncılar Derneği okuma eyleminin dünya çapında ne durumda olduğunu belirlemek üzere bir rapor yayınladı. Okumak Önemlidir ismini taşıyan rapor, mevcut durumu birçok ülkeden toplanan anketleri karşılaştırarak açıklıyor. Çoğu 2019-2020 arasında olmak üzere birçok ülkede yapılmış 2015-2020 anketlerini bir araya getiren rapor aynı zamanda farklı ülkelerde organize edilmiş okuma etkinliklerinin okumayı teşvik etmeye nasıl katkıda bulunduğunu da inceliyor.
Rapor, bazı temel alanlardaki gelişmeleri açıklıyor:
• Hangi nüfus grupları kitap okuyor?
• Bu kişiler ne zaman ve ne sıklıkta okuyor?
• Okunan kitap türleri ve sayısı
• Okuma motivasyonunu artırmak için neye ihtiyaç var?
Elde edilen sonuçlar raporda şu şekilde özetleniyor:
• Son 20 yılda geleneksel kitap okuma oranının küresel olarak düştüğüne dair bir eğilim söz konusu
• Okumadaki azalma seviyesi ülkeden ülkeye değişiyor
• Birçok ülkede düşme eğrisi düzleşmiş durumda ve artık hafif bir artış yaşanıyor
• Düşüş, özellikle genç yetişkinler olmak üzere daha genç yaş gruplarında daha çok görülüyor
• Kadınlar genellikle erkeklerden daha fazla okuyor
• En sadık okuyucular yaşlı okuyucular
• Eskiye göre daha az kitap okuyan okur sayısında artış var
• Okurların kitap okuma sıklığında düşüş gözlemleniyor
• Haftada birkaç kez okuyan okuyucuların sayısı artarken, her gün okuyanların sayısı azalıyor
• Okuyucu olmayanların sayısı azalıyor
• Bazı ülkelerde keyif için okumada artış olduğu görülüyor
• Okumaya teşvik edici aktiviteler genellikle çocuklar için yapılıyor, yetişkinler için ise bu aktiviteler daha az düzenleniyor
• Okumayı teşvik etme etkinliklerinin genellikle nicel yapıda olduğu görülüyor; en fazla sayfa okuyanı ödüllendiren okuma yarışmaları gibi…
• Birçok okuma etkinliği çocuklara yönelik olarak düzenleniyor ve genellikle tatillerde okumayı teşvik etmeyi amaçlıyor
• Nitelik odağı olan okuma etkinlikleri de mevcut; örneğin, sesli okuma günleri, kitap satın alma ve dağıtma faaliyetleri vb.
• Kitap bağışları kitap çeşitliliğini artırmak konusunda birçok ülkede önemli bir rol oynuyor
Ülke bazında birçok parametrenin bir araya getirilip yeniden değerlendirildiği rapor, daha çok yetişkinlerin okuma alışkanlıklarına odaklanıyor; ne kadar okuyorlar, cinsiyetleri, yaş kategorisi ve zaman içindeki değişim… Temel olarak okumak için harcanan zamanın dikkate alındığı çalışmada okuma ve mecra tercihlerindeki zaman içinde yaşanan değişiklikler hakkında bir şeyler söylemek için bazı endüstriyel istatistikler de dâhil edilmiş.
Yapılan çalışma sonucu okumanın son 20 yılda azaldığına dair belirgin bir küresel eğilim gözlemlenmiş. Bununla birlikte, bu düşüşün seviyesi ve en fazla düşüşün hangi yaş gruplarında yaşandığı konusunda ülkelere göre büyük farklılıklar mevcut. Bazı ülkelerde, bu aşağı doğru gidişatın tersine döndüğüne dair göstergeler de bulunuyor. Örneğin İspanya ve Türkiye’de okuma, önemli ölçüde güçlendirilmiş durumdayken Meksika ve Norveç’te ise düşüş var. Diğer bazı ülkelerde de İsveç gibi dijital formata doğru güçlü bir geçiş gözlemleniyor.
Öte yandan genel olarak görünen diğer kesin veriler ise kadınların erkeklerden daha fazla kitap okuduğu ve okumadaki düşüşün daha genç yaş gruplarında daha fazla olduğu bilgisi olarak ortaya çıkıyor.
Diğer bir ilginç nokta ise yaş ile okuma arsındaki ilişki. Brezilya, Tayland ve İspanya gibi bazı ülkelerde okuma yaşla birlikte azalırken, bunun tam tersinin geçerli olduğu Norveç, Danimarka, İzlanda, Fransa ve Kanada gibi diğer ülkelerde okuma oranının yaşla birlikte arttığının altı çiziliyor. İleri yaş grupları arasında okumanın hâlâ güçlü olmasının nedenlerinden biri de yaşlıların diğer medya araçlarına daha az zaman ayırmaları ve bu nedenle kitaba sadık kalmaları olarak görülüyor.
Raporda incelenen anketlerin eğilimleri aşağıdaki gibi değerlendiriliyor;
• Daha fazla okuyucu eskiye göre daha az kitap okuyor
Yoğun okuyucu sayısı azalıyor. Uzun süredir okuyan okuyucular hâlâ çok okuyor, ancak öncekinden daha az kitap okuduğunu bildiriyor.
• Her gün yerine haftada birkaç kez kitap okuyan okuyucuların sayısı artıyor
Okuma sıklığı biraz düşüyor. Okuyucular daha az okuduklarını bildiriyor. Buna ana neden olarak zaman eksikliği gösteriliyor.
• Okuyucu sayısındaki düşüşle ilgili rakamlar büyük farklılıklar gösteriyor
Danimarka: % 36 her hafta kurgu okuyor (2009’dan bu yana yüzde -3,4 gerilemeyle birlikte son üç yılda rakamlar sabit kalmış)
Kanada: % 79 bir önceki yıl bir kitap okumuş (2014’ten bu yana yüzde -9)
Meksika: % 41,1 bir önceki yıl bir kitap okumuş (2016’dan bu yana yüzde -8,4)
Hollanda: 14 + ‘nın % 93’ü son 12 ayda bir kitap okumuş
Norveç: % 83’ü bir önceki yıl bir kitap okumuş (2013’ten bu yana yüzde -10)
Yeni Zelanda: 18 yaşından büyüklerin % 86’sı bir önceki yıl bir kitap okumuş
Rusya: % 66 bir önceki yıl kitap satın almış
Güney Afrika: % 47 bir önceki yıl bir kitap okumuş
İspanya: % 68,5 önceki yıl bir kitap veya kitabın bir bölümünü okumuş
İtalya: 2017’de nüfusun % 65,4 okurken 2018’de bu oran % 62 çıkmış
ABD: % 19 olan kişisel ilgi için okuma oranı 2017’de yüzde 17,5’e düşmüş
• Okuyucu olmayanların sayısı azalıyor ve bazı ülkeler keyif için okumada artış gösteriyor.
Anketlerde giderek daha az katılımcı, genel olarak okumadıklarını bildirmiş. Bunun, çevrimiçi okuma davranışındaki bir artıştan kaynaklanıyor olabileceğinin altı çiziliyor.
Brezilya: Okur olmayanlar 2011’de yüzde 50’den 2015’te yüzde 44’e düşmüş, hem erkekler hem de kadınlar daha fazla okuyor.
Türkiye: Okuyucu yüzdesi 2008 ile 2019 arasında yüzde 30’dan 64’e yükseldi. 2008’de ankete katılanların yüzde 70’i son üç ayda kitap okumamıştı, 2019’da OKUYAY Platformu tarafından KONDA araştırma şirketiyle yapılan Türkiye Okuma Kültürü Araştırması’na göre bu sayı yüzde 36’ya düştü.
İspanya: Keyif için okuma oranı % 5,2 artmış
Sonuç
Birkaç ülke okuma davranışında olumlu gelişmeler bildirmiş olsa da sonuç, genel olarak okumanın düşüş eğilimi gösterdiğini ortaya koyuyor. Teknolojik gelişmelerle birlikte daha fazla mecra ve medya aracı kullanıcıya ulaşmak için yarışıyor ve diğer eğlence kaynaklarının baskısının yakın zamanda değişmesini beklemek için ise çok az neden var. Yine de yanıt verenlerin çoğu daha fazla okumak istediklerini söylediği ve okumak, güçlü kültürel konumunu korumaya devam ettiği için iyimser olmamız için nedenimiz de mevcut. Bu, potansiyel okuyucuların hâlâ var olduğu ve onları kitaplara geri döndürmenin mümkün olduğu anlamına geliyor.
Bunu başarmak üzere okuyucuları korumak veya geri dönmelerini sağlamak için strateji ve okuma etkinlikleri geliştirilmesi gerekiyor. Stratejiler, hem çocukları hem de yetişkin okuyucuları kapsamalı ve hem medya ve mecra hem de tür açısından okuma alışkanlıklarındaki değişiklikleri hesaba katmalıdır. Birçok kişi okuma biçimlerini de etkileyen dijital okuma formatlarına seçmeye yöneliyor; diğer aktiviteleri aynı anda yaparken daha sık ve kısa sürelerde okuma…
İtalya’nın gelecekte okumanın nasıl ölçülebileceğine ve okumayı teşvik önlemleri için bir temel oluşturabilecek veriler sağlamak için anketlerin nasıl sıklaştırılabileceğine dair ilginç bir yaklaşımı var. İtalya, bu nedenle okuma tanımını fiziksel kitaplardan ziyade yalnızca diğer platformlarda okuyan gruplar hakkında önemli bilgiler sağlamak üzere genişletiyor. Bu, yayıncıların gelecekte diğer anlatı dünyalarında içerik sağlamak amacıyla önemli hedef kitlelerinden biri olarak önem kazanıyor.
Raporda incelenen ülkelerde çocuklar için okumayı teşvik edici birçok uygulamaya rastlanıyor. Bunların birçoğu, belirli sayıda sayfa okumayı hedef koyan okuma yarışmaları ve ödülleri içeriyor ve genellikle belirli bir zaman diliminde sürdürülen projeler olarak ortaya çıkıyor. Ayrıca, yıl içinde Dünya Kitap Günü, Sesli Okuma Günü gibi belirli tarihlere odaklanan veya forum ve okuma grupları gibi daha nitelik odaklı uygulamalara da sık rastlanıyor. Araştırmalar yetişkinlerin artık çocuklar için daha az kitap okuduğunu gösteriyor. Bu, devam etmesi ve teşvik edilmesi gereken önemli bir okuma eylemi. Ebeveynlerin çocuklarına okumak yerine giderek daha fazla, sesli kitaplara veya diğer dijital medyaya yönelebileceği söyleniyor.
Yetişkinlere yönelik uygulamalar söz konusu olduğunda, iyi örnekler bulmak daha zorlaşıyor. Bu raporda sunulan anketlere göre, en çok risk altında olanlar ve en güçlü düşüşün gerçekleştiği kitle genç yetişkin okuyucular. Bu, çocuklukta yapılan okuma eyleminin yetişkin okumasına dönüşmesinde önemli bir geçiş süreci. Bu okuyucular kaybolursa, önümüzdeki yıllarda dünya genelinde okuyucu sayısında istikrarlı bir düşüş görülmesi mümkün.
Rapora ve ilgili daha detaylı içeriğe buradan ulaşabilirsiniz.
Raporun tanıtımıyla birlike Avrupa’daki iyi örnek ve uygulamaları anlatmak üzere Litcam tarafından hazırlanan webinar’ın videosunu da izlemenizi öneririz.